Kurumlar Neden Mentorluk Hizmeti Almalıdır?

2022 verilerine baktığımızda sadece Türkiye içinde kurulan firmaların sayısının 225 binlere geldiğini görmekteyiz. Bu oran her yıl %27 oranında arttığı tespit edilmiştir. Belirtiğimiz 225 bin firmanın bir kısmı henüz kurumsal hayatta tecrübelerini yeni kazanırken büyük bir kısmını da orta ve büyük ölçekli firmalar haline gelmiş görünmektedir.

2024 yılı içinde kurulan her limited şirketinin %23 unun başarısızlıkla sonuçlandığını düşünürsek bu Türkiye için çok büyük bir milli servetin boşa gittiğini  göstermektedir. Peki durumu nasıl iyileştiririz.?

Her zaman bir dış göze ihtiyacımız olduğunu, kurum içindeki bakış açısı ile kurum dışı bakış açısını tarafsız bir gözle değerlendirecek kişi ve hizmetlerin bizi istediğimiz noktaya götüreceği aşikar. Bunun adına Mentorluk diyebiliriz, Ceo ofis diyebiliriz.

Türkiye de yakın zamanda özellikle büyük holding firmalarında uygulamaya alınan Ceo ofis dediğimiz yapı aslında Mentorluk yapısından doğmuştur.

Peki kurumların yapısını düşünürsek neden mentorluk hizmeti almaları gerekir?

Öncelikle küçük ve orta ölçekli kurumlara baktığımızda bu kurumların büyük çoğunluğu ticaret hayatını kendi sürecinde deneyimlemiş ve kurum içinde ki tüm süreçlerin tamamına hakimiyeti bulunmamaktadır. Tüm süreçler dediğimiz yapının içinde  pazarlama, satış, finans, pazar analizi, sektör analizi ,rekabet koşulları, hukuksal konular  ve arge olarak düşünebiliriz.  Bu uzmanlık alanların tamamına hakim olunmadığı zaman hem şirketi yöneten için hem de çalışanlar için aksayan süreçlerin neler olduğunun tespitinde zorluklar ve gelecek yapılandırma için hedef gerçekleştirme sorunları doğurmaktadır. Mentor bu kapsamda şirket yönetimi ile birlikte çalışarak hem gelecek için vizyon oluşturma hem de mevcut durum içinde analizi yaparak puzzle süreçlerini birleştirmede ciddi fayda sağlamaktadır. Kurum yöneticisi için önemsiz görünen bir konunun ilerleyen zamanlarda nasıl sorunlar oluşturacağını önceden tespit eder ve bilgi paylaşımında bulunarak vizyoner adımlar atılmasını sağlar. Böylece her yıl batan şirket oranlarına baktığımızda bu risk alanının dışına çıkmış  ve sağlam adımlarla ciro büyümelerini sağlamış olursunuz.

Peki büyük ölçekli firmalarda mentore neden ihtiyaç duyulmaktadır.?

Büyük ölçekli firmalarda da en çok yaşanan konu çalışan sayılarının fazlalığı ve departmanlar arası iletişim de kayıplar sebebi ile ne yazık ki bazen genel müdürlere doğru veriler akmamasıdır. Böylece alınan yanlış kararlar  ile  oluşan çok büyük rakamlardaki maddi zararlar oluşmaktadır.  Ayrıca kurum içi iş yoğunluğunun fazla olması sebebi ile her gün ilerleyen teknolojik gelişmeleri ve büyük gelişmeleri takip edilememekte ve inovatif yatırım süreçlerinin  gerisinde kalmaya neden olmaktadır.  Bu sebeple mentorlar özellikle şirket Ceo ‘larının bakış açılarını dış dünya tarafında fikir olarak beslemekte ve yeni vizyoner açılımlar için adım atmalarına destek olmaktadırlar. Ayrıca kurum içi bugüne kadar önemsenmemiş konuların tekrar gündeme getirilmesi, farklı bir göz ile gelen raporların yeniden kurgulanması ve analiz edilerek doğruluklarını sağlamaktadır.

Bu nedenle daha sağlam adımlarla ilerlemek, kurum sahiplerinin ve ya genel müdürlerin mevcut iş planları içerisinde görmeyi atladıkları konular hakkında dış bir göz olarak fark edip süreçlere bayrak kaldıran ve bu süreçlerin iyileştirmesi için eylem planı oluşturan  kişiler olarak hizmet vermektedir.

Peki, özellikle büyük ve orta ölçekli yurtdışı kurumlarında yaygın olarak tercih edilen mentorluk hizmetinin Türkiye’de neden yeterince benimsenmediğine bakalım. Bu durumu iyileştirmek için devlet, özel sektör ve girişimcilik ekosistemindeki paydaşlar nasıl birlikte hareket edebilir? İşte bazı çözüm önerileri:”

• Devlet destekli mentorluk programlarının ücret politikaları revize edilmeli. Ödenen saatlik ücretler artırılmalı, böylece profesyonel mentorların bu işe yönelmesi teşvik edilmeli.
• Teknokentlerde ve kamu destekli projelerde mentor havuzları oluşturulup, yetkinlik bazlı bir seçme-denetleme süreci getirilmeli.
• Mentorluk, hobi veya ücretsiz bir hizmet olarak değil, şirketlerin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlayan bir uzmanlık alanı olarak konumlandırılmalı.
• Özel sektör, mentorluk hizmeti için profesyonel danışmanlık ücretleri belirlemeli ve bu hizmeti kurum içi eğitimlere entegre etmeli.
• Mentor olmak için belirli standartlar getirilmeli. 4-5 yıl tecrübesi olan herkesin mentor olabileceği anlayışına karşı, deneyim, eğitim ve rehberlik yetkinlikleri baz alınmalı.
• Üniversiteler, teknoparklar ve özel sektör ortaklığıyla mentorluk sertifika programları düzenlenmeli.
• Mentorluk yapan kişiler belirli bir denetim sürecine tabi tutulmalı, belirli saatlerde eğitimlere katılmaları zorunlu olmalı.
• Mentorluk hizmetleri özel sektörde daha fazla teşvik edilmeli. Büyük firmalar, girişimcilik ekosistemine destek olmak için ücretli ve sürdürülebilir mentorluk programları oluşturmalı.
• Devlet, şirketlerin mentorluk hizmeti satın almasını teşvik eden vergi indirimleri gibi avantajlar sunmalı.

Türkiye’de her yıl kurulan şirket sayısı hızla artarken, ne zaman ve nasıl sürdürülebilir büyümeye ulaşacağımız belirsizliğini koruyor. Ancak unutmamamız gereken önemli bir nokta var: Avrupa’da saygın bir iş statüsü olarak kabul edilen mentorluk hizmeti, ülkemizde hak ettiği değeri görmezse, her yıl iflas eden şirketlerin neden olduğu yatırım kayıpları, personel istihdamındaki dalgalanmalar ve ekonomik değer kayıpları giderek artacaktır. Bu nedenle, girişimcilerin, orta ve büyük kurumların doğru rehberlik ve stratejik destek almasını sağlamak, sürdürülebilir başarı için kritik bir adım olacaktır.